Kıyamet Alametleri Var Mıdır? Kıyamet alametleri Hakkında Hadisler
Hepimiz iman ediyoruz ki bu dünya bir geçit yeridir ve bir gün bu dünyanın sonu gelecektir. Dünya hayatının topyekûn sona ermesine kıyamet denilir. Kiyameti bize haber veren işaretlere de “kıyamet alametleri” denir. Kıyametten sonra canlılar tekrar diriltilip sorguya çekilecek ve edebi ahiret hayatı başlayacaktır.
Sonu olmayan ezeli ve ebedi olan tek varlık ise yüce Rabbimizdir. Rabbimiz dışındaki tüm varlıklar bir gün kıyametle son bulacak ve tüm insanlık için yeni bir hayat başlayacaktır.

Kıyametin kopmasının kesin oluşuna inanmamız ayetlerle sabittir ve iman edilmesi farzdır. Ancak kıyametin ne zaman kopacağının bilgisi yalnız Allah katındadır. Rabbimiz bu gayb bilgisini (kıyametin ne zaman kopacağını) peygamberlerine dahi bildirmemiştir. Ayet ve hadislerde bize yalnızca kıyametin kopmasından önce gerçekleşecek bazı alametler bildirilmiştir.
Öncelikle kıyametin alametlerinin olamayacağını ileri süren bazı kesimlerin delil olarak aldıkları ayeti tahlil ederek nerede yanlışa düştüklerini delilleriyle göstermek istiyoruz.
“Onlar kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar. Muhakkak onun alametleri gelmiştir (ama öğüt almıyorlar). Kıyamet kendilerine gelip çatınca öğüt almaları kendilerine ne fayda verecek?” (Muhammed suresi 18)
Ayeti Kerimede geçen “alametleri gelmiştir” ifadesinden yola çıkarak başka bir alametin olamayacağını, “ansızın” kelimesinin de bu manayı kuvvetlendirdiğini söylemektedirler.
İçindekiler:
Ayeti Kerime’nin Tahlili
Öncelikle ayeti kerimede “kıyamet alametlerinin” olduğu beyan edilmektedir. Yani kıyamet alametlerinin inkâr edilmesi mümkün değildir.
Ayeti kerimede “alametleri gelmiştir” denilse bile “hepsinin geldiği”ne dair bir beyanda bulunulmamış veya “daha gelmeyeceği” hususunu çıkaracağımız bir nokta da yoktur.
Ayeti kerimede belirtilen kıyamet alametleri ise müfessirlerin bazılarına göre Peygamber Efendimiz, bazı müfessirlere göre de küçük alametlerdir.
Kıyametin ansızın oluşu, takdir edilen felaketin birden, beklenmedik bir zamanda gelecek olmasıdır. Bir alameti olmayacak manasında değildir. Bunun da delili şu ayeti kerimedir:
(KIYAME SURESİ)
6. “O kıyamet günü ne zaman?” diye sorar.
7,8,9,10. Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.
Ayette bahsi geçen alametler; gözlerin kamaşması, ayın karanlığa gömülmesi, güneşin ve ayın bir araya getirilmesidir. Bunların hepsi kıyamet için birer alamettir. Bu alametler gerçekleşmeye başladığı zaman insanlar kıyametin kopacağını anlayıp ümidini kesecek ve “kaçış nereye” diye soracaklardır. Yani insanlar bazı alametlerden kıyametin kopacağını o an anlayacaklar ve telaş içinde kaçışmaya başlasalar bile kurtuluşun olmadığını anlayacaklardır. Kıyamet de tam bu sırada gelip çatacak ve onları yakalayıverecektir.

Başkabir ayetle bu mana daha da kuvvetlenmektedir:
“Kıyametin kopacağı günde suçlular hayal kırıklığı içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.” (Rum 12)
Bu ayetlerden anlaşılacağı üzere kıyamet işaretsiz, emaresiz kopmayacak, belli alametler gerçekleştikten sonra insanların pişmanlıkları ortaya çıkacak ve ümitlerini keseceklerdir. Bir vakit sonra ise kıyametin kopacağını anlıyoruz.
Başka bir ayette de şöyle buyrulmaktadır:
“Şüphesiz o Kıyametin (kopacağının) bir bilgisidir. Artık onun hakkında asla şüphe etmeyin, bana uyun, bu doğru bir yoldur.” (Zuhruf 61)
Ehli Sünnet alimlerinin, İsa Aleyhisselam’ın nüzulüne kuvvetli bir delil olarak aldıkları bu ayette “kıyametin bir bilgisi” olduğu ifade edilerek kıyamet alametine dikkat çekilmiştir.
Dolayısıyla bir anda kopacak olan kıyametin, alametinin olamayacağını veya alametlerinin son bulduğunu söylemek ayetler ile çelişmektir. Kur’an-ı Kerimde kesinlikle çelişki yoktur. Ancak insanoğlu Kur’an-ı Kerimdeki ayetlere yaptığı kişisel yorumlarla onu bazı konularla çelişkiliymiş gibi gösterebilir. Kıyametin alametlerini inkâr edenler Kur’an ve sünnet ile çelişmektedirler.
Şu ana kadar ayetlerle bu konuyu ele almaya çalıştık. Peki Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) hadislerinde kıyamet alametleri konusu bizlere nasıl bildirildi?
Kıyamet alametleri, ilmihal ve akaid kitaplarımızda genelde maddeler halinde sıralanmıştır. Kitaplarımızda bu şekilde geçmesinin nedeni ise Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) bu konuda mütevatir (lafzi ve manevi sahihliği) olan inkar edilmesi imkansız hadis-i şeriflerinin olmasıdır. Bu hadislerden birkaçını paylaşmadan önce mütevatir hadisin kısaca açıklamasını yapalım.
Mütevatir Hadis: Sahabeden itibaren her devirde yalan üzerinde birleşmeleri aklen tasavvur olunamayan topluluklar tarafından rivayet edilen hadistir. Yani yalanda birleşmeleri aklen mümkün olmayan çoğunluk tarafından nakledilen rivayetlerdir. Ayrıca olayı veya haberi ilk nakledenlerin bizzat görmüş veya duymuş olmaları gerekir. Aynı zamanda nakledilen husus imkan dahilinde olmalı, imkansız olmamalıdır. Mütevatir hadis, lafzen ve manen olmak üzere ikiye ayrılır. Aynı lafızlarla (kelimelerle) topluluklar arasında nakledilmişse lafzen mütevatir, mana olarak aynı fakat farklı kelimelerle nakledilmişse manevi mütevatir olur.
Bu bilgiden sonra bizlere bildirilen kıyametin büyük alametleriyle, bunların ve mütevatir derecesine ulaşmış hadislerden bazılarının kaynağını paylaşabiliriz. Diğer yazımızda kıyametin büyük alametlerini delilleriyle daha kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz inşallah. Takipte kalmayı unutmayın.
KIYAMETİN BÜYÜK ALAMETLERİ (Hadisler)
- 1) Mehdi Aleyhisselam’ın Gelmesi: (Müslim 156/247, Ebu Davud 4282, 4285, Tirmizi 2331, 2333, İbni Mace 4082, 4086, Ahmed 1/84, 645, 3571, 3573, 4098, 4279, Mecmau’z-Zevaid 7/313, 314, Hâkim 4/557, 558, Albâni Sahiha 711, Albâni Sahihu’l-Cami 6734, 6736)
- 2) Mesih Deccal’in Gelmesi: (Buhari 6976, 6980, Müslim 2933, 2934, 2937, 2942, Ebu Davud 4316, 4320, Ahmed 2/291, 7892, 4/20, Müslim 2934, 2937, 2939, 2942, 2944, Buhari 6979, İbni Mace 4072;Müslim 809/257, 2934, 2937, Ebu Davud 4315, 4319, 4321, 4323)
- 3) İsa Mesih Aleyhisselam’ın Yeryüzüne İnmesi: (Nisa 157, 158; Buhari 3263, 3264, Müslim 155/242, 246, 156/247, 2897/34, 2937/110, Ebu Davud 4324, Ahmed 2/406, 9259, 9630, 9632Buhari 3257, 3259, Müslim 168/272, 169/273, 2937/110, 2940/116, Ebu Davud 4324)
- 4) Ye’cüc ve Me’cüc’ün Ortaya Çıkışı: (Kehf 94, 98, Enbiya 96, 97; Buhari 4576, Müslim 222/379; Müslim 2937/110, Tirmizi 2341, 3359, İbni Mace 4075, 4076, 4079, 4080)
- 5) Üç Büyük Çöküntü (Hasıf): (Müslim 2901/39, Ebu Davud 4311, Tirmizi 2274, İbni Mace 4055, Buhari 5850, Ahmed 2/91, 5639, 5867, 6208, Tirmizi 2280, İbni Mace 4061)
- 6) Duhân (Duman): (Duhân 10, 12; Müslim 2798/39, 2901/39, Nevevî Müslim Şerhi 5/2744, İbni Kesir Tefsiri 13/7180, 7185, Ölüm Ötesi Tarihi 146, 148)
- 7) Güneşin Batıdan Doğması: (Buhari 3017, 4362, 4696, 6974, Müslim 157, 159, Ebu Davud 4310, 4312, Tirmizi 2281, 3265, 3266, 3763, 3764, İbni Mace 4068, 4070, Ahmed 5/145, 21625, 21679, 21734, 21791, 21874, İbni Kesir Tefsiri 6/2873, 2878)
- 8) Dabbetü’l-Arz’ın Ortaya Çıkması: (Neml 82; Ahmed 5/268, 22664, Buhari Tarih 3/172, Mecmau’z-Zevaid 8/9, Albâni Sahiha 322, Müslim 2941/118, Ebu Davud 4310, İbni Mace 4069, İbni Kesir Tefsiri 11/6176, 6181, Kurtubî Tefsiri 13/231, 237)
- 9) İnsanları Önüne Katıp Sevk Eden Ateş: (Müslim 2901/39, 40, Ahmed 4/6, 7; Tirmizi 2314, Ahmed 2/8, 4536, 5146, 5376, 5738, 6002; Buhari 6438, Müslim 2861/59)
KAYNAKLAR:
*HASAN KARAKAYA; İSLAM AKAİDİ,
*PROF.DR.MEHMET BULUT; DELİLLERİYLE İSLAM AKAİDİ
*https://sorularlaislamiyet.com
* http://www.ihvanlar.net
Kaleminize sağlık… Allah razı olsun. Allah muvaffak eylesin .