Cinler Alemi ve Cinlerin Özellikleri
Toplumumuzda, cinler, cinlerin özellikleri ve cinler alemi hakkında maalesef çok fazla uydurma bilgi ve korku hikayeleri var. Çünkü insanlar cinleri tanımıyor, cinler hakkında ilmi birikimleri araştırmak yerine, internette veya kulaktan kulağa dolaşan safsatalara inanıyorlar. Oysa cinler de bizim gibi sorumlu varlıklardır, insanları korkutmak için yaratılmış varlıklar değillerdir.
İçindekiler:
BİR BİLİNMEZLİK : CİNLER
Bu yazımız da başlıkta belirttiğimizin aksine Cinler’in aslında bir bilinmez olmadığını, rabbimizin yüce kitabı Kur’an-ı Kerim ‘de birçok ayette bize Cinler’den haber verdiğini göreceğiz. Ayetlere göre nasıl bir varlık olduklarını anlatmaya çalışacağız.
CİNLER:
Cinn kelimesi, “cenne”den türetilmiş bir cins ismidir. Cenne, “örttü, gizledi” anlamındadır. Cinler, duyu organlarıyla idrak edilemeyen latif ve ruhani yaratıklar olduğu için bunlara “cin” denilmiştir. Cin kelimesi çoğuldur, bunun tekili “cinni” dir. Cinler normal şartlarda görülmezler. Bu varlıklara Kur’an haber verdiği için mü’min olan bir insan inanmak zorundadır. Yüce kitabımız Kur’an ‘da birçok ayette cinlerden bahsedilir. Ayrıca “Cinn” adlı bir sure vardır. Cinlerin insanlar gibi hem hayırlıları (mü’minleri), hem şerlileri (kafirleri) vardır.
CİNLERİN ÖZELLİKLERİ:
Muhakkak Cinler ve insanlar tek bir gaye için yaratıldılar. Allah’a kulluk etmek için (bkz. Zâriyat Suresi, 56.ayet). Bu yaratılıştan sonra sınanmak için cinler ve insanlar dünyaya gönderildi. Sınanma noktasında ortak olmamızla birlikte, yaratılış ve özellik açısından çeşitli farklarımız var. İnsanlar toprak ve sudan yaratılmışken, cinler ateş ve havadan yaratılmışlardır. Ortak ve farklı yönlerimiz açısından cinlerin özellikleri nelerdir? Buyrun beraber bakalım…
– Cinler Neyden Yaratılmışlardır?
Cinler ateşten yaratılmışlardır ve insanlardan önce yaratılmışlardır.
“Andolsun biz insanı, (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş cıvık bir balçıktan yarattık. Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık.” (Hıcr, 15/26-27)
“Allah insanı, pişmiş çamura benzeyen bir balçıktan yarattı. Cinleri öz ateşten yarattı.” (Rahman, 55/14-15)
– Cinler İnsanlar Gibi Mükellef midirler?
“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat, 51/56)
Evet, cinler de insanlar gibi mükelleftirler. Ruhani yaratıklar olmanın dışında pek çok hususta insanlar gibidirler. İnsanlar gibi Allah’a iman ve ibadet etmekle yükümlüdürler.
Bu ayetten anlaşıldığı üzere, cinlerin inananları, itaatkarları vardır; kafirleri, isyankarları vardır. İnsanlar gibi, mü’min olanları cennete, kafir olanları cehenneme girecektir.
“Gerçekten biz, -kimimiz salih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk. (Artık) şu gerçeği şüphesiz anladık ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah’ı aciz bırakamayacağız, başka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacağız. Doğrusu biz, o hidayeti (Kur’an’ı) işitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık ne bir (ecrinin) eksikliğine uğratılmasından ne de haksızlık edilmesinden korkar. İçimizde, (Allah’a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır. Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmuşlardır.” (Cinn, 72/11-15)
Bu ayetlerde geçen ifadeler, cinlere aittir. Bu ayetlerden, cinlerin nasıl yaratıklar olduğunu, bir kısmının salih mü’min, bir kısmının günahkar mü’min, bir kısmının da kafir olduklarını anlamamız mümkündür.
Cinler, insanlar gibi yerler, içerler. (Bkz. Müslim, Salat,33; Tirmizi, Tefsir,47.) Erkekli dişilidirler, evlenirler, çoğalırlar; doğar, büyür ve ölürler. Ömürleri belki insanlarınkinden uzun olabilir.
– Cinler Görülebilirler mi?
Ateşten yaratıldıkları için normal şartlarda görülmezler. Ancak onlar da melekler gibi çeşitli şekillere girebilirler. İnsanların görebilecekleri, maddi bir şekle bürünürlerse, insanlar tarafından görülebilirler.
– Cinler Güçlü Varlıklar mıdır?
Evet güçlü varlıklardır. Cinler, insanların kaldıramayacakları çok ağır yükleri kolayca kaldırabilirler. Yüce Allah, cinleri Süleyman (a.s.) ‘ın emrine vermişti. Süleyman (a.s.), cinleri, ağır işlerde kullanmıştır.
“Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırdık. Onlar Süleyman’a kalelerden, heykellerden, havuzlar kadar (geniş) leğenlerden, sabit kazanlardan ne dilerse yaparlardı.” (Sebe’ , 34/12-13)
Bu ayetler, cinlerin Süleyman (a.s.) ‘ın emrinde çalıştıklarını ve ağır işler yaptıklarını bildirmektedir. Çok eski devirlerde insanların yaptıkları (piramitler gibi) çok büyük yapıların yapımında cinlerden yararlanıldığı günümüzde tartışma konuları arasındadır.
– Cinler Hızlı Varlıklar mıdır?
Bu sorunun cevabını Yüce Kur’an daki Neml Suresi’ nin 38. Ve 39. Ayetlerinde buluyoruz. Kudüs’ te bulunan Süleyman (a.s.) emrinde bulunan cinlere, Yemen Melikesi Belkıs’ ın tahtını Yemen’ den getirtmek istemişti.
“(Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce; hanginiz o melikenin tahtını bana getirebilir? Cinlerden bir İfrit; “Sen yerinden kalkmadan ben onu sana getiririm. Ben buna karşı güvenilir bir güce sahibim.” demişti.” (Neml, 27/38-39)
Bu ayet, cinlerin büyük bir güce ve hıza sahip olduklarını gösterir.
– Cinler Gaybı Bilebilirler mi?
Cinler, gaybı bilemezler, ilahi sırlara vakıf değillerdir. Ancak ruhani varlıklar olduklarından, -Allah’ın onlara verdiği izin ölçüsünde, -insanların göremediği, bilemediği bazı şeyleri görebilirler, bilebilirler. Gaybı, yani geleceği bilemezler, ancak belki kaybolan bazı şeyleri bilebilirler, bulabilirler.
“Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, ancak, değneğini yiyen kurt onun ölümünü cinlere fark ettirdi. O, ölü olarak yere düşünce, ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı, alçak düşüren bir azap içinde kalmazlardı.” (Sebe’ , 34/14)
Bu ayet, cinlerin gaybı bilmediklerine bir delildir. Gaybı (geleceği) ancak Allah bilir. Fakat Yüce Allah insanlardan ve cinlerden bir kuluna bazı gayb bilgileri bildirirse, o kişi ancak o kadarını bilebilir.
– Cinlere Peygamber Gönderilmiş midir?
Cinlere de ilahi hükümleri bildiren Peygamberler gönderilmiştir.
“Ey cin ve insan topluluğu! Size ayetlerimi anlatan, bu günle karşılaşmanızdan sizi uyaran Peygamberler gelmedi mi? “Keni hakkımızda şahidiz.” derler. Dünya hayatı onları aldattı ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.” (En’am, 6/130)
Bu ayet, cinlere de peygamber gönderildiğine delildir. Hz. Muhammed (s.a.v.) , aynı zamanda cinlere de gönderilmiştir.
“ (Rasulüm!) De ki: “Bana gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: -Doğrusu biz, (büyük) hayranlık uyandıran bir Kur’an dinledik. O (Kur’an), ‘gerçeğe ve doğruya’ yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimiz’e hiç kimseyi ortak koşmayacağız.” (Cinn, 72/1-2)
“Hani Kur’an’ı dinlemek üzere cinlerden bir grubu sana yöneltmiştik. Onlar, onun huzuruna gelince birbirlerine, “Susun!” dediler. Kur’an’ın okunması bitince de uyarıcı olarak kavimlerine döndüler. Dediler ki: “Ey kavmimiz! Şüphesiz biz, Mûsâ’dan sonra indirilen, kendinden önceki kitapları doğrulayan, gerçeğe ve doğru yola ileten bir kitap dinledik.” (Ahkaf, 46/29-30)
Bu ayetler de cinlerden bir grubun Peygamberimize gelerek Kur’an dinlediklerini, Kur’an ‘a hayran kaldıklarını ve iman ettiklerini bildirir.
Cinler, Yüce Allah’ın aciz yaratıklarıdır. Allah’ın izni olmadan hiç kimseye bir iyilik veya kötülük yapamazlar. Normal şartlarda cinler kendi hayatlarını yaşarlar, insanlar kendi hayatlarını yaşarlar. Cinlerle insanların hayatları kesişmez. Ancak bazı özel ve anormal durumlarda, insanların, cinleri, emirleri altına alıp onlardan yararlanmaları söz konusudur. Belki bunun aksi bir durum da söz konusu olabilir.
– Cinler Kahinlere Geleceğe Yönelik Bilgi Verebilirler mi?
Cinler, çok hızlı hareket eden yaratıklardr. Biir anda dünyayı ve gökleri dolaşabilirler. Ancak Yüce Allah’ ın peygamberlere gönderdiği vahyi gizlice dinleme, bilgi hırsızlığı yapma ve çaldıkları bilgileri insanlardan dost edindikleri kahinlere ulaştırma gücüne sahip değillerdir. Şayet gökten bilgi hırsızlığı yapmak isterlerse, Yüce Allah üzerlerine yıldızları atarak onlara engel olur ve onları yakar.
“Biz yakın semayı yıldızların güzelliğiyle bezedik. Ve (onu) her türlü isyankâr şeytanî güce karşı koruduk. Onlar artık o yüce topluluğu dinleyemezler, (bölgeden) uzaklaştırmak için üzerlerine her yönden atış yapılır; ayrıca onlar (âhirette de) bitmez bir azaba çarptırılacaklardır. Ancak, (o yüce topluluktan) bir bilgi kırıntısı kapan olursa onu da delip geçen bir ışık topu kovalar.” (Saffat, 37/6-10)
Kahinlerin cinlerden yararlanarak geleceğe yönelik bilgilere sahip oldukları doğru değildir. Çünkü geleceği cinler de dahil olmak üzere Allah’ tan başka hiç kimse bilemez. Hz. Peygamber (s.a.v) ‘e, kahinlerin gaybdan haber verdikleri iddiası sorulmuştu. Hz. Peygamber (s.a.v.), bunların hiçbir değerinin olmadığını söylemiş, soruyu soran; “Ama söyledikleri bazen doğru çıkıyor.” demesi üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.);
“Bu, kulak hırsızlığı olup, cinlerin yüzlerce yalanla beraber kahin dostlarına fısıldadığı sözlerden ibarettir.” buyurmuştur. (Bk. Buhari, Tıbb, 46; Tevhid, 57; Müslim, Selam, 122; Tirmizi, Tefsir, 34/3.)
Cinlerden yararlanarak ruhsal hatta fiziksel rahatsızlıkları tedavi ettiğini iddia eden kişilerin çoğunluğu, yalancı sahtekarlardır. Ancak az sayıda bazı kişiler, cinlerden yararlanarak belki bazı rahatsızlıkları tedavi edebilirler. Bu hususta daha çok, bu işle ilgilendiğini söyleyen kişilerin dini inancını, amelini, ibadetini, ahlakını ve doğruluğunu esas almalıdır.
KIYAMET ALAMETLERİ yazımızı okudunuz mu?
Kaynak:
Yazımız dinimizin kaynağı Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim ‘den ayetlerden, sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v) ‘in hadislerinden ve Prof. Dr. Mehmet Bulut hocamızın “Delilleriyle İslam İnanç Esasları” kitabından yararlanılarak hazırlanmıştır.
Güzel bir yazı olmuş ilmine sağlık Biraz uzun olmuş, konunun ehemmiyetinden olsa gerek. Farklı yazılarda cinler hakkındaki diğer meselelere değinilebilir. Allah razı olsun
Merhaba “İyilik” din ile yaratandan korkup cennet vaadi ile olmamalı olamazda içten gelen insanın kendine ve yaşayan tüm canlılara saygısı olması için gereken bir şey. Ben tüm kutsal kitapları, dini kitapları okudum. Nacizane aklımın yettiği kadarıyla vardığım sonuç yaratan sonumuzu herşeyi biliyor sonsuz güçlü ama bizi imtihan ediyor bu kabul edilemez olacak bir şey değil zaten dinden soğumamın asıl nedenlerinden biride bu okadar din adamı ile konuştum hiçbir açıklayıcı cevap alamadım. Adem yaratılınca herkes secde ederken sadece İblis secde etmemiş. Peki o İblise bu kıskançlığı, kötülük veren kim tek bir sonsuz güçlü Allah varsa yok bu şekilde din olamaz
2 yaratıcı var biri sonsuz iyilik biri sonsuz kötülüğe sahip ve eski mitolojik hikayelerde ki gibi her ikisi sonsuz savaş içinde dense o zaman çook daha inandırıcı olurdu ve bende dine inanırım.
Bunları sorguluyabiliyorum diye bir ben mi çok akıllıyım tabi ki hayır ben herkesin azıcık zeka eksikliği olmayan tüm insanların tek başına yalnızken benim gibi sorguladığına inanıyorum hiç bir insan tam yuzde yuz gönülden inanmıyor. ama insanların bunu itiraf edecek cesareti günümüzde çok zor tabiki.Özellikle dini konuda gerçekten bilgi sahibi olan bilginler asla gönülden inanmıyorlar çünkü bu dinlerdeki büyük çelişkiyi bizden daha iyi anlıyorlardır.
Kur’an tüm meailini okuduğumda bilimsel hiç birşey bulamadım. Bir avagadro sayısı, Kimya mı fizik mi Astronomi mi?? Sadece biz senden başka alemleride yarattı onu demesine gerek yok zaten sümerler,babillerden beri başka gezegenler çok önceden beri inceleniyordu insanlar tarafından
Din Sadece iyiliği anlatıyor ama tehditle korkutarak cehennem azabı, mükafat da cennet bu böyle olmaz iyilik asla karşılık için yapılamaz içten gelen bir duygudur bu da dinle kazanılamaz. İşte bu yuzden 3 kutsal denen dinde git gide eleştirilip bitmeye mahkum. Ne kadar din adamları konuşsa da anlatsa da.. Zaten bilim geliştikçe her sorunun cevabını buluyoruz. Ben kimseyi kolay kolay incitmedim üzmemeye çalıştım ama yaratıcı korkusundan dinden dolayı değil tüm kalbimle en ufak kırıntı kadar bile inancım yok.
Bu arada inancı olan arkadaşlarımla asla bu konulara girmiyorum onalara kızmıyorum,küçümsemiyorum. Herkes tabiki istediğine inanır,özgürdür.
ben ufakken namaz kıldım,oruç tuttum ve kutsal tüm kitapları okudum. ama aklım çalışmaya başlayınca kendi kendime sorgulamaya başladım ve gerçekten dinlerden nefret’e yakın soğudum.
sonra gene düşündüm din olmadan insanların herşeye tüm kötülüğe meyilli olduğunu gördüm çıkarları için din bir nebze tutuyor önlüyor tabiki..
Düşündüm bir insan (dünyamızda çoğunluk bu şekilde yaşıyor) varlıklı değil karınını zor doyuruyor tek ümidi bu dünyada yaşadığı sıkıntıları görevini yerine getirip iyi olup şükredince cennete gitmek
insan bu ümit olmasa gerçekte ölünce yok olup gittiğini bilse aklını oynatır delirir “bidefa geldiğim bu dünyada onun var benim yok lanet olsun deyip” başka insanlara hertürlü kötülüğü yapar işte din bunları önlemek için birtakım insanların önderliğinde geçmiş zamanlarda çıkarılmış
ama o zamanlar dizginlemiş insanları şimdi maalesef bilim ,ilim geliştikçe insanların kafalarında daha çok çelişkiler oluyor ve kuru kuruna kimse biat etmiyor ki bu kadar dinler anlatılmasına rağmen.
Katılmıyorum. 2 tane tanrının olması gibi bir durum zaten mümkün olamaz,farklı güçler bide. Tanrılar zıt düşüp birbiriyle kavga edecek değil ya, fantastik film çekmiyoruz sonuçta. Şeytana gelince, Allah cennet ve cehenmnemi boşu boşuna yaratmadı bi yaşama amacımız var. Ve cenneti haketmemiz gerekiyor, bizi caydıracak bir yaratık ve ona karşı koyabileceğimiz bir nefis vermiş.Olay nefisten ibaret. Hakim olabilirsen cennetle mükafatlandırılıyorsun,olamazsan cehennemle cezalandırılıyosun. Kafan fazla karışık bence,biraz daha derin düşünmeni öneririm.İnsan eliyle yazılamayacak şeyleri mesela. Her ne kadar kutsal kitapta katılmadığım yahıt anlamsız bulduğum yerler olsa da, bir yaratıcının,peygamberlerin ve dinlerin olduğunu çok iyi biliyorum. İyi günler 😀