Zimem Defteri Unutulmuş Osmanlı Geleneği!
Size “zimem defteri nedir?” diye soracak olsak veya “zimem nedir, zimmet nedir” ya da “zimem defteri ve sadaka taşı arasındaki benzerlik” ne derdiniz? Osmanlı’nın unutulmuş kültürlerinden biri daha zimem defterleri ve hayırseverler…
Osmanlı’da Ramazan günlerinde zenginler, hiç tanımadıkları mıntıkalardaki bakkal, manav, kasap vb. dükkânlara girer, onlardan zimem defterini yani veresiye defterini çıkarmalarını isterdi. Baştan, sondan ve ortadan rastgele sayfaların yekununu (toplamını) yaptırıp, “Silin borçlarını… ALLAH kabul etsin” der, çeker giderlerdi. Borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu; borcu sildiren, kimi borçtan kurtardığını bilmezdi.
“Zimem” zimmet kelimesinin çoğuludur. Borç anlamına da gelir. Zimem defteri de borç defteri manasındadır. Veresiye defteri demek daha doğru olacaktır.
Pek çoğumuz mahallemizde bakkal amcanın daha sonra bizden tahsil emek için tuttuğu defteri hatırlarız. “Deftere yaz amca” diyerek alışverişimizi yapıp çıkmışlığımız vardır. Sizce de o günler geride kalmadı mı? Günümüzde her yer süper market, mega market, hiper market, alış-veriş merkezleri vb. ile doldu. Sizlerin de bildiği gibi onlar veresiye yazmıyor daima nakit, sıcak para istiyorlar.
Kredi kartlarını veresiye defterine benzetemiyoruz, bankalar her ay hesap kesim günü kart bakiyesinden alacağını anında alıyor. Limit dolduğunda da vatandaş başını çevirecek bolluk bulamıyor. Nerede o eski günler…
Bu adet ve bunun gibi niceleri muvaffakiyetin, başarının, iktisadi vb konularda güçlü olmanın sırrının ihlâsta olduğunun en güzel delillerindendir. Sırf ALLAH rızası için yapılan, içine zerre kadar riya girmeyen hareketler ve davranışlarla dolu böyle bir cemiyette, toplumda ve devlette elbette ki kolay kolay ne hırsızlık olur, ne de suç işlenir.
Ecdadımızın bu güzel âdeti unutulmaya yüz tutmuştur. Her kim bu yazıyı okur ve akabinde anlayıp derin bir iç çekiyorsa, temennimiz odur ki fakiri fukarayı sevindirir, ALLAH rızası gözetir ve insanlara elinden geldiğince ikramda bulunur. Osmanlı’yı altı asır ayakta tutan dinine olan düşkünlüğü ve hizmetidir. Bizde milletçe ecdadımızın açtığı yoldan ilerleyerek bu kutlu milleti eski müreffeh ve saadetli dönemlerine tekrar döndürebiliriz inşallah.
Şüphesiz ki ecdadımız çok güzel geleneklere ve adetlere sahipti. Bunlardan bir diğeri olan Osmanlı’da PENCERE ÖNÜNE KOYULAN ÇİÇEKLERİN ANLAMLARI yazımızı okumanızı tavsiye ediyoruz. Umulur ki geleneklerimize tekrar sahip çıkarız.
Selametle
KAYNAK
- Somuncu Baba Dergisi-Dergi-188.Sayı-OSMANLI’DA BORÇLUYU KURTARMADA EMSALSİZ İNCELİK-ZİMEM DEFTERLERİ
Eline sağlık çok güzel bir yazı olmuş.